Bir Kurban Daha Sensiz...

Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı'ndan farklıdır. Ramazan Bayramı sabahları uzun uzun süren aile kahvaltılarının yerine Kurban Bayramı'nda, akşama topluca yenen kavurma sofrası bekler bizleri.

Ben çocukken, kavurma yerine odun ateşi üzerine konmuş ateşten etrafı kapkara olmuş tencerede anneannemin saatlerce temizleyip pişirdiği içi pilav dolu işkembe "süslerdi" sofrayı.

Bir de Ramazan Bayramı'nda bolca verilen harçlıklar, Kurban Bayramı'nda kurbanlıklara harcandığından olsa gerek pek verilmez. Onun yerine en fazla ev baklavası.

Benim çocukluğumda öyleydi. Büyük umutlarla dolaşmaya başlardık, akşama bir poşet şekerle dönerdik. Kurban farklıydı. Ben çocukken yani 90'lar, biz ailecek kurbanı Muğla'nın Yerkesik köyünde keserdik. Çoğunlukla da keçi kurban ederdik. Keçi etini kokuyor diye çoğu kimse yemez ama Muğla'nın kekik kokulu dağlarında beslenmiş keçinin eti de başka olur.

Anneannem ahırında hiç eksik etmediği iki veya üç tane keçiyi kendi bakar. Birini kendi için, birisini bizim için, diğerini de isterse teyzem için kurbana hazırlardı. Hatta bir tane anne keçi vardı, her sene iki-üç tane oğlak doğururdu, kurban geldi mi hepsi büyürdü ve "Allah'a kurban". Hayvancağızlar, hiç itiraz etmeden bıçağın altına kafasını uzatır.

Öyle anlatırlar ya, İbrahim Peygamber oğlu İsmail'i, o en çok sevdiği oğluğunu, yıllardır olsun diye beklediği oğlunu Allah için kurban edecekken, bu fedakarlığa karşılık gökten koç indi de İbrahim Perygamber İsmail'i kurban etmekten vazgeçirildi. Ve imtihanı ikisi de kazanmıştı. Allah onlardan razı olmuştu demek ki. Allah'ın rızasının nerede olduğu belli değil.

Hani bir söz var ya "her geceyi Kadir, her geleni Hızır bil" diye. Onun gibi, Allah'ın rızasının da nererde ve ne zaman olduğu belli değil. Onun için kalplerdeki ancak Allah bilir. Kurbanın anlamı, et kesmek değildir. Kalplerin birbirine yaklaşmasıdır, kalplerin bir olmasıdır. Öyle kalp ki; mecazi anlamda Allah'ın sığdığı kalp. Onun için Yunus Emre "Bir kez gönül yıktınsa / Bu kıldığın namaz değil" derken o kalpte Allah'ın olduğunu hatırlatmış. Allah, kitabında "ne onların etleri ne de kanları asla Allah'a ulaşmaz. Ona ulaşan tek şey kalplerinizde beslediğiniz takvadır." diyor. Onun için "bir kurban daha 'sen'siz" olmasın bu kurban. 'Sen' derken istersen en yakınını koy, ister "şah damarından yakınını" koy ama bu kurban SENsiz olmasın. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bayram Düşünceleri

Ankara Yazı: Veda Mektubu ve 12 Eylül