Kayıtlar

Bedava yaşıyoruz, bedava...

Resim
Yine bir kış gecesi sabaha ererken, bedavadan takılıyoruz. Orhan Veli'nin dediği gibi, "Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava; Otomobillerin dışı, Sinemaların kapısı, Camekanlar bedava; Peynir ekmek değil ama Acı su bedava; Kelle fiyatına hürriyet, Esirlik bedava; Bedava yaşıyoruz, bedava."  

Ama hakikat hiç öyle değil ne yazık ki...

Resim
Neşet Ertaş ne güzel söylemiş: " Kalpten kalbe bir yol vardır, Gözünle görünmez sırdır. İkimizin kalbi birdir. Sen benimsin ben seninim. " *** Ama hakikat hiç öyle değil ne yazık ki. Öyle bir asırdayız ki Akif'in 14 asır evvel için yazdıklarından da kötü. " Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta, Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi. " Bu dizeleri kızlarını diri diri gömen bir topluluğu ifade etmek için kaleme almıştı. Bu günleri görse ne yazardı bilmiyorum ama birşey yazmazdı herhalde. Yazsa ömrünün son yıllarını ülkesinden uzakta geçirmezdi belki de. *** Nazım Hikmet bile yaşama umudu aşılamış ömrünün sonu kadar. " Yok öyle umutları yitirip Karanlıkta savrulmak unutma Aynı gökyüzü altında Bir direniştir yaşamak. " Yazmış ama motorları maviliklere süremeden ülkesinden uzakta ruhunu teslim etmiş. *** Doğusuna bakıyorsun binbir acı, batısına bakıyorsun adı olmuş acı vatan. İnsanlar göç halinde ve güneş doğudan doğdukça insanlar batıya gidiyor. Kim...

Sen kimsin

Resim
Herkes, Alice'in harikalar diyarında beyaz tavşanı takip ettiği gibi birşeyleri takip ediyor, bir kuyunun içinde dolanıp duruyor. Ya hakikati arıyor ya da hakikatten kaçıyor. Onun için Lewis Carroll Alice Harikalar Diyarında kitabında şöyle ifade etmiş: " Ne yöne gittiğin fark etmez, yeteri kadar yürürsen emin ol bir yere varırsın. " Burada vardığın yer " sen kimsin " sorusunun cevabıyla ilişkili olacaktır. Çünkü takip ettiğin beyaz tavşan aslında sensin.  

Anlamsızlık ve saçmalık

Resim
Herşey Sisifos'un ' saçma 'lamasıyla başladı. Mitolojide tanrılar Sisifos'u kayayı tepeye çıkarmakla cezalandırdı. Tam kayayı tepeye çıkarırken bir anda kaya geri yuvarlandı. Sisifos'un bir ömrü böyle geçti. İşte insan o gün öğrendi, saçma görünen şeylerin bir ömrü nasıl bitirdiğini. Albert Camus, Sisifos efsanesini şöyle yorumlar: " insan, anlamsızlığına ve tüm baskılarına karşın yaşamı yenmek zorundadır. "  

2021'e girerken...

Resim
2020'ye de güle güle diyelim. Hadi bakalım, bu yılı da savdık. Sıradaki gelsin, bizi neler bekliyor kim bilir? Sözde 2020 Denizli yılıydı, o da gümbürtüye gitti. Denizlinin plakası 20 olduğu için oradan Denizli yılı yaparız dedik, o da koronaya denk geldi. Yoksa Küçük Prens kitabını Denizli şivesiyle bastırmıştık bile. 2021 de o zaman Denizli'den Diyarbakır'a göçenler yılı olsun. Ya da 2021 yılında 20 yaşından 21'e geçenlerin yılı olsun. Veya 2021'in rakamlarını toplayalım, 5 yapar, o zaman bu sene 5. yıldönümü olanların yılı olsun. Mesela, bana baba diyen Nadir var, bu sene 5 yaşına giriyor. O zaman bu sene Nadir'in yılı olsun. Hem ismi de 5 harf, bak sen. Burdan yürür gider paşa :) Herkese sağlıklı, mutlu yıllar.  

Hasrettik ama neye...

Resim
hasrettik ama neye... neydi bizi hasret bırakan, gözümüzü yollara baktıran. kulağımızı çınlatacak haber mi? kaç tane ondördü geçti ayın. ay şekilden şekile girdi, ama geçmedi günler. ay geçti ama gün dönmedi. neydi ümitle beklediği insanın, fakirin zengin olma hayali mi? yoksa esnafın gebereceğiz demesine, sabret cevabı mıydı? neydi insanın beklediği, yoksa kendini bulmak mı? ah şu dünya yok mu? "ikircikli" dünya... insanı acı balı yedirdin, sonra da suyu vermedin. önce huzurdan aldın, sonra gönülsûz ettin.  

..özlemek kolaydır beklemekten...

Resim
..özlemek kolaydır beklemekten... 🍁🍁🍁 İnanmak ümit etmektir. Birinin size söylediği söz karşısında inanmayı seçiyorsanız bu ikinizin arasında bir beklenti bağı oluşturur. Ümit dediğimiz şey kabaca, insanın hayttan kıyak beklentisi içinde olmasının adıdır. İşte inanmak aslında hep bu kıyağa layık bir insan olduğumuza inanmaktan ibarettir. Ve bizi insan kılan en temel özelliklerden biridir. Hayvanlar sezer, hisseder, kokusunu alır, görür, işitir. Ama biz inanırız, aldanmak pahasına da olsa inanırız. Çünkü bizim tüm hayvanlardan daha çok ihtiyacımız vardır bir sığınağa. @bavuldergi Ağustos 2020 sayısından @mahirunsaleris 'in kaleminden...  

Bir bayrama daha veda ederken...

Resim
BİR BAYRAMA DAHA VEDA EDERKEN... Bayramı göremeden toprağa koyduklarımız, Bayramda göremediklerimiz, Gidemediklerimiz, Ayrıldıklarımız, Hasretluklarımız, Sevdaluklarımız, Mutluluklarımız, Kaygılarımız, Vardiyadakilerimiz, Nöbetçilerimiz, Mezar başında ziyaret ettiklerimiz, Anılarımız, Hatıralarımız, Çocukluğumuz, Çocukluklarımız, Beklentilerimiz, Veda ettiklerimiz. Aslında öyle veda ki, yeni bir döneme giriyoruz gibi. Birşeyler değişiyor gibi. Anlayışlar, bakış açıları. Özlem duyduğumuz herşey değersiz bir çöp parçası gibi atılır oldu. Belki de eskiler sebep oldu, belki de biz. Ama 'nerde o eski ramazanlar' klişesi gerçek olacak gibi. Bir gerçek var ki "Artık hiç birşey eskisi gibi olmayacak" Dünyadaki zulümler arttıkça, mahalle aralarındaki şiddet, dört duvar arasında yer etmeye başladı. Kime bir dokunsan bin ah işitiyorsun. Bir karadeniz türküsünde dediği gibi "Öyle bir dertki yürekteki, süründürür öldürmez" Her evde birisi ağlıyor, kimisi gizli gizli, kim...

Kendimle konuştum

Resim
Trump başkan olalı 3 yıl olmuş. Ne olduysa Trump'tan sonra oldu zaten. Dünyanın hali ortada. Gerisini siz düşünün. Trump'la alakası var ya da yok, dünya bugün kevser sularıyla cennet gibi bir yer olacağına gitgide cehenneme dönmekte. Doğusundan batısına krizler yaşanmakta. İklim değişikliği sorunundan göç hareketlilğine. Sen her ne kadar uzak kalayım desen de bir şekilde bu krizlerden ya sen ya yakının etkileniyor. Sonuç, dünya çok da yaşanılacak yer değilmiş. Yani biraz yaşa, çok da kasma. Aynen anne karnındaki bebeğin karanlık bir yerde belli bir süre yaşaması gibi, biz de bu dünyada belli bir süre biraz aydınlıkta biraz karanlıkta yaşıyoruz. Bir gece bir gündüz ilerleyen şu hayatta elbet bir gün güneşe ulaşırız da gece gündüz ayrımına gerek kalmaz.  

Bir hatıradaki fotoğraf

Resim
GÜNÜN ÖNEMİNE BİNAEN... Her fotoğrafın kendine göre hikayesi var. Bu fotoğraf da beş yıl önceden. Bundan beş yıl önce babalarımız, bir yuva kurmamıza yardımcı oldular. Ve biz bugün evlendik. Yağmurlu bir gündü. Hava soğuktu. Bizim mutluluğumuza ortak olan herkese teşekkür ederiz. Bu gün mutluysak, o gün bizlere verdiğiniz mutluluktan. Kimisi Tekirdağ'dan geldiler. Kimisi Muğla'dan geldiler. Silivri'den gelenler. Ankara'dan gelenler. Gaziantep'ten gelenler. Trabzon'dan gelenler. Herşey bir yana ekibiyle beraber Hüseyna. Bizi yalnız bırakmayanlar, hatırlayanlar, mesaj atanlar, çiçek gönderenler. Bizim mutluluğumuzdu, sizinkiyle tam oldu. Bu vesileyle Davut babama Allah rahmet eylesin, kabri nurla dolsun. Muammer babama hayırlı uzun ömür versin.