Kalbim egede kaldı

Yareme tuz diye yakamoz bastım
Tek şahidim aydı
Bir elimde defne
Bir elimde sevdan
Kalbim egede kaldı 

Yukarıdaki dizeler 'Bir Deli Kızın Türküsü'nden. Kalbinin egede kalmasına sebep neydi acaba? Asırlar önce Kral Aigus'un bir yanlış anlaşılma üzere intihar etmesi gibi birşey miydi? Hani, kralın oğlu Theseus Girit Adasındaki öküz başlı canavarı öldürüp dönerken gemisine beyaz yelken çekmeyi unutunca, babası 'oğlumun başına birşey mi geldi' deyip kendini bugün Ege Denizi diye adlandırdığımız denize atmıştı ve o gün bugün bu bölgeye 'Ege' diyegelmişiz.

Halbuki, Gazi Mustafa Kemal 1 Eylül 1922'de Dumlupınar'da "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz. İleri" diyerek Ege Denizini göstermişti. 1803'te Osmanlı'da basılan ilk Türk Atlasında Anadolu Denizi denilmişti ama orası 'Ege'ydi.

Ege insanı lodos rüzgarına benzer, baharın habercisidir, karları eritir. Rahat insanlardır. Çok dert etmezler, dünyayı dert etmezler, belki ondandır uzun yaşamalarının sırrı.
Ege insanı, denize dik uzanan dağlara benzer, paylaşımcıdır. Belki ondandır gidenin kalbi egede kalır.

Nedir ki bir toprak parçasına kalbini bırakacak kadar güven veren şey? Havası mı, insanı mı, yoksa yıllar önce bu topraklarda yaşanmış milli mücadele ruhu mu? Elbette ülkenin her bölgesinde bu ruh yaşanmıştı ama egede bu ruh lidersiz bir şekilde herkesin içinde canlanmıştı. Belki de milli mücadele ruhunun farklı olması insanlara güven veriyordu. Kim bilir ama her giden bırakmıştır kalbini ki giderken içinde hisseder acısını. Her giden de görür bırakılan kalpleri, çam ağaçlarının altında kozalak misali…

* Fotoğraf, Bodrum'da çekilmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bayram Düşünceleri

Bir Kurban Daha Sensiz...

Ankara Yazı: Veda Mektubu ve 12 Eylül